
Merkez Bankası BaÅŸkanı Naci AÄŸbal, yılın ilk enflasyon raporu bilgilendirme toplantısında sene sonu enflasyon tahminini yüzde 9,4 olarak açıkladı. AÄŸbal, "Para politikasındaki sıkı ve ihtiyatlı duruÅŸumuz enflasyonda yüzde 5 hedefine kadar uzun bir süre kararlılıkla sürdürülecektir" ifadelerini kullandı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) 2021 yılı ilk enflasyon raporu bilgilendirme toplantısını gerçekleÅŸtirdi. Merkez Bankası BaÅŸkanı Naci AÄŸbal, raporun sunumu için kameraların karşısına geçti.
Buna göre enflasyonun 2021 yılı sonunda yüzde 9,4 olarak gerçekleÅŸeceÄŸi, 2022 yıl sonunda yüzde 7’ye ve 2023 yıl sonunda ise orta vadeli hedef olan yüzde 5 seviyesine gerileyerek istikrar kazanacağı tahmin ediliyor. Enflasyonun, yüzde 70 ihtimalle, 2021 yılı sonunda orta noktası yüzde 9,4 olmak üzere, yüzde 7,3 ile yüzde 11,5 aralığında; 2022 yılı sonunda orta noktası yüzde 7,0 olmak üzere yüzde 4,6 ile yüzde 9,4 aralığında gerçekleÅŸeceÄŸi öngörülüyor.
Rapor deÄŸerlendirmesinde, iktisadi faaliyet, güçlü kredi ivmesinin desteÄŸiyle 2020 yılının üçüncü çeyreÄŸinde yurt içi talep kaynaklı belirgin bir toparlanma kaydettiÄŸi belirtilirken, “Ekonomideki toparlanma büyük ölçüde sektörler geneline yayılırken, salgından olumsuz etkilenen hizmet gruplarında faaliyet zayıf seyretmiÅŸtir. Güçlü kredi ivmesinin desteÄŸiyle ertelenmiÅŸ talep hızlı bir ÅŸekilde devreye girmiÅŸ, özel tüketim ve yatırım harcamaları yılın üçüncü çeyreÄŸinde yüksek oranda artmıştır. Öte yandan, turizmdeki zayıf seyrin de etkisiyle net ihracatın büyümeye katkısı tarihsel olarak en düÅŸük seviyede gerçekleÅŸmiÅŸtir. Milli gelir verilerini takip eden veri akışı iktisadi faaliyetin güç kazandığına iÅŸaret etmiÅŸtir. Sanayi üretimi ile ticaret ve hizmet cirolarındaki kuvvetli artış eÄŸilimi Ekim-Kasım döneminde sürmüÅŸtür. Satış ve sipariÅŸ göstergeleri salgın öncesi düzeylerinin ve uzun dönem eÄŸilimlerinin belirgin ÅŸekilde üzerine çıkmıştır.
Dayanıklı tüketim malı sipariÅŸleri kredi geniÅŸlemesinin birikimli etkileriyle talep koÅŸullarının canlı seyrettiÄŸine iÅŸaret etmiÅŸtir. Yatırım talebindeki artış son çeyrekte devam etmiÅŸ, imalat sanayi firmalarının yatırım eÄŸilimi güçlenmiÅŸtir. Bu veriler ışığında, ekonominin döngüsel durumuna iliÅŸkin deÄŸerlendirmeler toplam talep koÅŸullarının enflasyonist düzeylerde olduÄŸu yönündedir. 2020 yılının ikinci yarısında iktisadi faaliyetin geçmiÅŸ öngörülerden güçlü seyri, çıktı açığı tahminlerinde belirgin bir yukarı yönlü güncellemeye neden olmuÅŸtur. Salgına baÄŸlı kısıtlamaların ekonomi üzerindeki aÅŸağı yönlü etkileri, geçtiÄŸimiz yılın ikinci çeyreÄŸine kıyasla daha sınırlı seyretmekle birlikte, hizmetler ve baÄŸlantılı sektörlerdeki yavaÅŸlama ve bu sektörlerin kısa vadeli görünümüne dair belirsizlikler devam etmektedir. Salgının ilk dönemine göre kısıtlamaların daha sınırlı olması ile tüketim kalıplarındaki deÄŸiÅŸim, kısıtlamaların faaliyet ve iÅŸgücü piyasası üzerindeki olumsuz etkisini sınırlamaktadır. Nitekim, fiziki temasın yüksek olduÄŸu sektörlerdeki istihdam kayıpları, bilgi iletiÅŸim ve ulaÅŸtırma-depolama sektörlerindeki istihdam artışı ile kısmen de olsa telafi edilebilmektedir. Salgının seyrine baÄŸlı olarak baÅŸta hizmetler sektörü olmak üzere iç ve dış talebe iliÅŸkin belirsizlikler sürmektedir” ifadeleri yer aldı.
“Salgın döneminde saÄŸlanan yüksek kredi büyümesinin birikimli etkileriyle güç kazanan iç talebin cari iÅŸlemler dengesi ve enflasyon üzerindeki olumsuz etkisi devam etmektedir” denilen raporda ÅŸu ifadeler yer aldı:
“Güçlü kredi ivmesi, hem iç talep kanalıyla hem de enflasyon beklentileri ve dolarizasyon kanalıyla ithalatı artırmış ve 2020 yılında cari iÅŸlemler dengesindeki bozulmanın önemli bir belirleyicisi olmuÅŸtur. Son dönemde artış gösteren vaka sayılarına baÄŸlı olarak dış ticaret ortaklarımızda iktisadi faaliyet yavaÅŸlamakla birlikte salgın kısıtlamalarının imalat sanayi faaliyetini kapsamaması ihracat görünümünü desteklemektedir. DiÄŸer taraftan, ithalat talebinde kısmi bir yavaÅŸlama gözlenirken, altın ithalatı tarihsel ortalamaların üzerindeki seyrini korumaktadır. Finansal koÅŸullardaki sıkılaÅŸmayla birlikte son dönemde kredilerde baÅŸlayan yavaÅŸlamanın iç talep ve ithalatı sınırlayıcı etkisinin önümüzdeki dönemde daha belirgin hale gelmesinin cari dengeyi olumlu etkilemesi beklenmektedir. İç talep koÅŸulları, döviz kuru baÅŸta olmak üzere birikimli maliyet etkileri, uluslararası gıda ve diÄŸer emtia fiyatlarındaki yükseliÅŸ ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyeler, enflasyon görünümünü olumsuz etkilemeye devam etmektedir. Tüketici enflasyonu Ekim Enflasyon Raporu’nda paylaşılan tahminlerin üzerinde gerçekleÅŸmiÅŸtir. 2020 yılının ilk on aylık döneminde yüzde 12 civarında yataya yakın bir seyir izleyen tüketici enflasyonu, temel mal ve gıda enflasyonundaki artışın belirginleÅŸmesiyle son çeyrekte yükselmiÅŸ ve yıl sonunda yüzde 14,60 olarak gerçekleÅŸmiÅŸtir. Temel mal enflasyonundaki yükseliÅŸte güçlü kredi ivmesine baÄŸlı talep koÅŸulları ile döviz kuru ve uluslararası emtia fiyatlarının sürüklediÄŸi maliyet baskıları etkili olmuÅŸtur. Salgına baÄŸlı olarak talep koÅŸullarının zayıf olduÄŸu mal ve hizmet kalemleri tüketici enflasyonunu sınırlarken, kredi ve döviz kuru geliÅŸmelerine görece daha duyarlı gruplarda enflasyon yüksek seyretmektedir. Bu görünüm altında çekirdek enflasyon göstergeleri yükseliÅŸini sürdürürken, fiyat artırma eÄŸilimi genele yayılmaktadır. Güçlü parasal sıkılaÅŸtırmanın etkileriyle enflasyon üzerinde etkili olan talep ve maliyet unsurlarının kademeli olarak zayıflayacağı öngörülmektedir. Bununla birlikte, uluslararası emtia fiyatlarındaki geliÅŸmeler, bazı sektörlerde belirginleÅŸen arz kısıtları ile yakın dönemdeki ücret ve yönetilen fiyat ayarlamaları, orta vadeli enflasyon görünümü üzerindeki önemini korumaktadır.
Türk lirasındaki deÄŸerlenmeye raÄŸmen emtia fiyatlarındaki artışlar ve bazı sektörlerde belirginleÅŸen arz kısıtları üretici enflasyonundaki yükseliÅŸin sürmesine yol açmaktadır. Kuraklık ve korumacı gıda politikalarının etkisiyle küresel gıda emtialarında sert fiyat artışları gözlenmektedir. Endüstriyel metal ve petrol fiyatlarındaki yükseliÅŸler temel mal ve enerji grupları üzerinde etkili olmaktadır. Yönetilen fiyatlar tarafında elektrik, doÄŸalgaz ve çiÄŸ süt referans alım fiyatındaki artışlara karşılık, tütün ürünlerindeki vergi ayarlaması kısa vadeli enflasyon görünümünde belirleyici olmuÅŸtur. Asgari ücretteki enflasyon hedeflerine kıyasla belirgin yüksek artışın, önümüzdeki dönemde özellikle hizmet fiyatları ve artan enflasyon katılığı kanalıyla enflasyonu olumsuz etkileyeceÄŸi deÄŸerlendirilmektedir. Ekim Enflasyon Raporu’nu takip eden dönemde enflasyon görünümü üzerinde etkili olan unsurlar, sıkı para politikası duruÅŸunun uzun bir müddet korunması gerektiÄŸine iÅŸaret etmiÅŸtir”
Kredilerde baÅŸlayan yavaÅŸlamanın gecikmeli etkilerinin önümüzdeki dönemde daha belirgin hale gelmesi beklenmekle birlikte, kısa vadede etkili arz yönlü unsurlar nedeniyle yıllık enflasyon oranlarının birkaç ay daha yukarı yönlü seyredebileceÄŸi deÄŸerlendirilmektedir. Sıkı parasal duruÅŸun kararlı bir ÅŸekilde sürdürülmesi, enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve finansal piyasa geliÅŸmelerinin dışsal ve geçici oynaklıklarına karşı önemli bir tampon iÅŸlevi görecektir. Mevcut verilerin yanı sıra elde edilecek her türlü yeni verinin enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarında, orta vadeli dezenflasyon patikasından sapma riskine iÅŸaret etmesi durumunda kararlılıkla ilave sıkılaÅŸtırma yapılacaktır. TCMB Kasım ayından itibaren fiyat istikrarına odaklı para politikasının aynı zamanda makrofinansal risklerin sınırlanması için de kritik önemde olduÄŸunu deÄŸerlendirerek enflasyon hedeflemesi rejimini tüm unsurlarıyla kararlı bir ÅŸekilde uygulayacağını açıklamıştır.
TCMB, Kasım ayının ilk haftasından itibaren mevcut riskleri dikkate alan ve enflasyonda düÅŸüÅŸü önceliklendiren bir politika duruÅŸunu benimseyeceÄŸine yönelik güçlü bir iletiÅŸim yapmıştır. Bu söylemle tutarlı olarak, enflasyon görünümü üzerindeki risklerin bertaraf edilmesi, enflasyon beklentilerinin kontrol altına alınması ve dezenflasyon sürecinin en kısa sürede tesisi için, Kasım ve Aralık aylarında sade bir operasyonel çerçevede net ve güçlü bir parasal sıkılaÅŸtırma yapılmıştır. Para politikası kararları, TCMB’nin politika duruÅŸunu sadece fiyat istikrarı odağıyla belirleyeceÄŸine vurgu yapan bir iletiÅŸim politikası ile desteklenmiÅŸtir. Ocak ayı PPK toplantısında ise sıkı para politikası duruÅŸunun enflasyonda kalıcı düÅŸüÅŸe ve fiyat istikrarına iÅŸaret eden güçlü göstergeler oluÅŸana kadar “uzun bir müddet” korunacağı ve “gerekmesi durumunda ilave sıkılaÅŸma yapılacağı” belirtilerek, ileriye dönük güçlü bir yönlendirme yapılmış ve politika öngörülebilirliÄŸi artırılmıştır.
Para politikasındaki sıkılaÅŸma ve fiyat istikrarına yönelik güçlü iletiÅŸim piyasalara olumlu yansımış, finansal göstergelerde iyileÅŸme saÄŸlanmıştır. Fiyat istikrarı odaklı sade bir operasyonel çerçeve benimsenerek politika öngörülebilirliÄŸinin artırılması sonucunda, Kasım ayından itibaren risk primi, döviz kuru oynaklığı ve uzun vadeli faizler gerilemiÅŸ, sermaye giriÅŸleri artmıştır. Ayrıca, enflasyon beklentilerindeki bozulma eÄŸilimi, para politikasında sıkılaÅŸma adımlarının belirginleÅŸmesiyle önemli ölçüde yavaÅŸlamış ve Ocak ayında tersine dönmüÅŸtür. Nitekim, piyasa beklentilerinin üzerinde gerçekleÅŸen Kasım ayı enflasyon oranını ve Aralık ayında asgari ücret artışını takiben, orta vadeli enflasyon beklentilerinde büyük bir deÄŸiÅŸikliÄŸin olmaması, fiyat istikrarı odaklı para politikası iletiÅŸiminin beklentilerin yönetilmesinde etkili olduÄŸuna dair önemli bir göstergedir. Politika faizlerindeki artışın mevduat ve kredi faizlerine de yansıması parasal aktarım mekanizmasının etkin iÅŸlediÄŸini göstermektedir. Mevduat faizlerinin politika faizleriyle uyumlu hale gelmesi yerleÅŸiklerin portföy tercihlerinde arzu edilen deÄŸiÅŸimin saÄŸlanması için önemli bir etmendir.
Sıkı para politikasının orta vadeli yüzde 5 hedefi gözetilerek kararlı bir ÅŸekilde uygulanması, enflasyon beklentilerinin hedefle uyumlu hale gelmesini, döviz kuru geçiÅŸkenliÄŸinin makul oranlara gerilemesini ve enflasyon katılığının azalmasını saÄŸlayacaktır. Mevcut makrofinansal risklerin sınırlanması için krediler ve yurt içi talebin ılımlı bir patikaya yönelmesi büyük önem arz etmektedir. Aktarım mekanizmasının etkin çalışmasıyla birlikte, krediler önemli ölçüde yavaÅŸlamaktadır. Bireysel kredilerin geliÅŸimi yakından takip edilmekte; son dönemde bu alanda kullanılabilecek hedefli makroihtiyati araçlar da ilgili paydaÅŸlarla birlikte deÄŸerlendirilmektedir.
Kasım ve Aralık PPK toplantılarında gerçekleÅŸtirilen güçlü parasal sıkılaÅŸtırmanın krediler ve iç talep üzerindeki yavaÅŸlatıcı etkilerinin daha belirgin hale gelmesi beklenmekte, böylelikle enflasyon üzerinde etkili olan talep ve maliyet unsurlarının kademeli olarak zayıflayacağı öngörülmektedir. Para politikası duruÅŸu orta vadeli enflasyon hedefine kademeli olarak yakınsayacak ÅŸekilde oluÅŸturulacaktır. Para politikası kararlarının toplam talep ve enflasyon üzerindeki etkileri gecikmeli olarak görüldüÄŸünden, politika duruÅŸunun enflasyon tahminlerine yönelik oluÅŸturulması daha etkin bir uygulamadır. Bu çerçevede, Enflasyon Raporlarında paylaşılan tahminler aynı zamanda bir “tahmin hedefi” olacak ve enflasyon beklentilerine referans oluÅŸturmak suretiyle ara hedeftir. Bir diÄŸer ifadeyle, orta vadeli enflasyon hedefine yakınsarken beklentileri daha etkin ÅŸekilde yönetebilmek için, enflasyonun gelecek dönemdeki seyri konusunda iktisadi birimler için referans olacak deÄŸer kısa vadede enflasyon tahminleri, orta vadede ise enflasyon hedefleridir. TCMB, 2021 yılında enflasyon hedeflemesi rejimini tüm unsurlarıyla uygulayacak, para politikası kararlarını fiyat istikrarı temel amacı doÄŸrultusunda alacaktır. Parasal duruÅŸun sıkılığı, enflasyonu etkileyen tüm unsurlar dikkate alınarak, enflasyonda kalıcı düÅŸüÅŸe ve fiyat istikrarına iÅŸaret eden güçlü göstergeler oluÅŸana kadar kararlılıkla sürdürülecektir. Para politikası iletiÅŸimi ÅŸeffaflık, hesap verebilirlik ve öngörülebilirlik ilkeleri doÄŸrultusunda güçlendirilecektir.”
......................