
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası BaÅŸkanı Naci AÄŸbal, enflasyon hedefleri çerçevesinde fiyat istikrarına odaklı para politikasının kararlı bir ÅŸekilde uygulanacağını belirterek, "Faiz koridoru ile GLP para politikası aracı olarak kullanılmayacaktır. Parasal aktarım mekanizmasının saÄŸlıklı iÅŸleyiÅŸini saÄŸlamak ve makro finansal istikrara iliÅŸkin riskleri sınırlamak amacıyla zorunlu karşılıklar ile diÄŸer TL ve döviz likidite araçları etkin olarak kullanılacaktır” dedi.
Merkez Bankası BaÅŸkanı AÄŸbal, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda milletvekillerine sunum yaptı. AÄŸbal, fiyat istikrarına iliÅŸkin olarak, “Kalıcı fiyat istikrarı yatırımın ve üretimin sürdürülebilir ÅŸekilde artması, bu yolla ekonominin verimlilik kaynaklı büyümesini saÄŸlar. Fiyat istikrarı olan bir ülkede yatırım kararını alanlar fiyat geliÅŸmelerine iliÅŸkin öngörülebilir bir çerçeveyi, sürdürülebilir bir çerçeveyi gördüklerinde gerek yatırım kararı, gerekse yatırımları arttırma kararı alırken bunu hesaba katarlar. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası olarak enflasyon hedeflemesi rejimi çerçevesinde fiyat istikrarına odaklı para politikasını kararlı bir ÅŸekilde uygulayacağız” ifadelerini kullandı.
AÄŸbal, küresel ekonominin üçüncü çeyrekten itibaren toparlanmaya baÅŸladığının görüldüÄŸünü ifade etti. AÄŸbal, aşıya dair olumlu haberlere ÅŸahit olunduÄŸunu söyleyerek, “Aşının geliÅŸtirilmesi ve global ölçekte uygulanmaya baÅŸlaması ile birlikte pandeminin ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerinin bertaraf edileceÄŸine ve ekonominin hızlı bir ÅŸekilde toparlanacağına dair beklentiler bulunmaktadır. Global ekonominin geleceÄŸi açısından aşıya dair geliÅŸmeler yukarı yönlüyken, yine de pandemiye dair yayılım aÅŸağı yönlü risk olma riski vardır” ÅŸeklinde konuÅŸtu.
AÄŸbal, enflasyonun aÅŸağı yönlü bir seyir izlediÄŸini ve emtia fiyatlarının üçüncü çeyrekte ekonomilerdeki toparlanma ile artış eÄŸilimi sergilediÄŸini belirterek, “Küresel para politikaları açısından 2020 yılında gerek geliÅŸmiÅŸ, gerek geliÅŸmekte olan ülkeler Merkez Bankaları geniÅŸleyici politika uygulamaları göstermiÅŸlerdir. Gerek faiz oranlarının aÅŸağı çekildiÄŸi, gerekse parasal geniÅŸlemenin yapıldığı bir sıra dışı dönem olarak 2020 yılını nitelemek mümkündür. 2020 yılında sermaye akımları da küresel ekonomik geliÅŸmelerden önemli ölçüde etkilenmiÅŸtir. Salgının ilk aylarında artan küresel belirsizlikler nedeniyle geliÅŸmekte olan ülkelerin hisse senedi ve tahvil piyasalarından yakın dönemde görülmemiÅŸ ölçüde bir sermaye çıkışı gözlenmiÅŸtir. Ancak son dönemde küresel risk iÅŸtahındaki iyileÅŸmeyle beraber geliÅŸmekte olan ülkelere yönelik portföy giriÅŸlerinde de kısmi bir toparlanma ve iyileÅŸmeyi de görüyoruz” diye konuÅŸtu.
Türkiye ekonomisine iliÅŸkin AÄŸbal, salgının etkisiyle Türkiye ekonomisinin yüzde 9.9 daraldığını hatırlattı. AÄŸbal, Türkiye ekonomisinin yüzde 6.7 büyüyeceÄŸini söyleyerek, “Büyümenin kaynaklarına baktığımızda yılın üçüncü çeyreÄŸinde ekonomideki toparlanmanın sektörlerin geneline yayıldığını görüyoruz. Birçok sektörde ÅŸubat dönemi seviyeleri veya bunun üzerinde üretim tarafında bir toparlanma görülürken, hizmetler sektöründeki toparlanma bir miktar geriden gelmektedir. Harcama yönünden bakıldığındaysa büyümenin büyük ölçüde yurt içi talep kaynaklı olduÄŸunu görüyoruz. Net ihracatın katkısı, turizmin zayıf seyri nedeniyle düÅŸük seviyelerde olduÄŸunu da görmekteyiz” ifadelerini kullandı.
İç talebi arttırmaya dönük alınan tedbirlerin, uygulamaya konulan politikaların ekonominin üçüncü çeyreÄŸinde iç talep kaynaklı bir büyümeyle desteklediÄŸinin görüldüÄŸünü kaydeden AÄŸbal, “İç talebe baktığımızda güçlü bir kredi ivmesinin desteÄŸiyle ertelenmiÅŸ talebin hızlı bir ÅŸekilde devreye girdiÄŸini ve gerek özel tüketim harcamalarının, gerekse de yatırım harcamalarının hızlı bir ÅŸekilde artığını görüyoruz. Özellikle makine teçhizat harcamalarındaki artışın bekletilmiÅŸ talep nedeniyle çok hızlı bir ÅŸekilde toparlanması ekonomimizin üretken potansiyelinin güçlendirilmesi bakımından da önemli bir katkı yaptığı aÅŸikârdır. Yakın dönem verilerine baktığımızda, ekonominin seyri itibarıyla özellikle son çeyreÄŸe dair öncü göstergeler iÅŸaret ekmektedir ki ekonomimiz son çeyrekte de yani 2020 yılının son çeyreÄŸinde de üçüncü çeyrekte oluÅŸan güçlü momentumu, ivmeyi sürdürmektedir. Dolayısıyla dördüncü çeyrekte de ekonominin üretim, tüketim ve yatırım tarafında toparlanma ve güçlü ivme devam etmektedir. Nitekim sanayi üretimi ve cirolar artışına baktığımızda da üçüncü çeyrekte baÅŸlayan ivmenin yukarı yönlü gittiÄŸini görüyoruz. Yakın dönem görünümü açısından imalat sanayisi özeline baktığımızdaysa kapasite kullanım oranlarındaki gerçekleÅŸmelerin ve imalat sanayisindeki iyileÅŸmenin devam ettiÄŸi görülmektedir. Bu dönemde yatırım kaynaklı harcamalarda da güçlü bir toparlanmayı gördük.
Bu, hem yatırım mallarının üretimine hem de yatırım mallarının ithalatına iliÅŸkin göstergelere de yansıdı ve yatırım talebindeki artışın son çeyrekte de devam ettiÄŸini görüyoruz. Özellikle geleceÄŸe dönük beklentiler bakımından baktığımızda da imalat sanayisinde gelecek 12 aya iliÅŸkin yatırım eÄŸiliminin de güçlü bir ÅŸekilde devam ettiÄŸini görüyoruz. Dolayısıyla ekonominin dördüncü çeyreÄŸine iliÅŸkin öncü göstergeler ekonomideki toparlamanın dördüncü çeyrekte güçlü bir ÅŸekilde devam ettiÄŸini, ekonomide oluÅŸan bu güçlü ivmenin ekonominin hem üretim tarafında hem yatırım tarafında güçlenerek arttığını, ekonomideki tüketim talebinin, iç talebin üçüncü çeyrekte oluÅŸan ivmelenmeyi sürdürdüÄŸünü göstermektedir. Tabii ekonomide oluÅŸan bu olumlu geliÅŸmeler istihdam piyasasında da olumlu yansımaları beraberinde getirmiÅŸtir. Ekonomideki toparlanmayla birlikte istihdam imkânlarının kademeli olarak arttığını, iyileÅŸtiÄŸini görüyoruz. Yine ekonominin üçüncü çeyreÄŸinden itibaren iÅŸ gücüne katılım oranlarının arttığını, istihdam oranlarının arttığını, buna paralel olarak da iÅŸsizlik oranlarının aÅŸağıya geldiÄŸini söylemek mümkün. Tabii talep tarafında, üretim tarafında oluÅŸan bu geliÅŸmeler ekonominin büyüme ivmesi bakımından ve 2020 yılı büyümesi bakımından son derece destekleyici olmakla beraber cari iÅŸlemler dengesi üzerinde de riskleri artırmıştır” deÄŸerlendirmesini yaptı.
2021 para ve kur politikasına yönelik bilgiler veren AÄŸbal, “Enflasyona iliÅŸkin yukarı yönlü riskleri dikkate alarak 2021 yılında para politikası duruÅŸu itibarıyla sıkı bir görünüm arz edecek ve para politikası hedeflerini elde etmek için kararlı bir ÅŸekilde devam edecek.
Para politikası duruÅŸu enflasyondaki riskler dikkate alınarak, enflasyonun düÅŸürülmesi ve orta vadede fiyat istikrarı hedefine ulaşılması odağında belirlenerek uygulanacaktır. Parasal duruÅŸun sıkılığı, enflasyonu etkileyen tüm unsurlar dikkate alınarak, enflasyonda kalıcı düÅŸüÅŸe ve fiyat istikrarına iÅŸaret eden güçlü göstergeler oluÅŸana kadar kararlılıkla sürdürülecektir. TCMB, enflasyon hedeflemesi rejimini tüm unsurlarıyla kararlılıkla uygulayacaktır. Hükümetle birlikte belirlenen orta vadeli yüzde 5 enflasyon hedefi korunmuÅŸtur. Para politikası kararları fiyat istikrarı önceliÄŸi korunarak alınacaktır. Para politikası sade bir çerçevede uygulanacaktır. TCMB'nin temel politika aracı bir hafta vadeli repo ihale faiz oranıdır. Faiz koridoru ile GLP para politikası aracı olarak kullanılmayacaktır. Parasal aktarım mekanizmasının saÄŸlıklı iÅŸleyiÅŸini saÄŸlamak ve makro finansal istikrara iliÅŸkin riskleri sınırlamak amacıyla zorunlu karşılıklar ile diÄŸer TL ve döviz likidite araçları etkin olarak kullanılacaktır” diye konuÅŸtu.