
Fakir bir ülkeden dünyanın en büyük ikinci ekonomisine doğru yaşanan dönüşüm yalnızca Çin için değil, dünya ekonomisi için de önemli yere sahip. Bu süreçte pek çok başarı hikâyesi yazılsa da bugün bu ‘uzun yürüyüş’ bazı sorunları da içinde barındırıyor. Aslında buradaki ‘uzun yürüyüş’ ifadesi, Çin için oldukça önemli tarihsel bir kavramlaştırma. Uzun yürüyüş ya da bir diğer ifadeyle Long March, 1934 yılından başlayarak 1935 yılını da kapsayacak şekilde Çin Komünist Partisi üyelerinin Jiangxi eyaletinden önce batıya, oradan da kuzeye doğru 9000 km’lik yolculuğuna verilen isim. Buradaki liderliği Mao Zedong’u 1949 yılında ‘utanç yüzyılını’ sonlandırarak Çin Halk Cumhuriyeti’nin kurucu devlet başkanlığına da taşımıştır. Diğer taraftan Long March, Çin’in 1958 yılında başlayan uzay çalışmaları sürecinde ilk uydusu Dong Fang Hong 1'in 24 Nisan 1970'te fırlatılması için geliştirmiş olduğu bir roket sistemidir. Halen 11. nesil üzerine çalışmalar devam etmekte olup, Çin’in uzay programı için büyük öneme sahiptir.
Günümüze döndüğümüzde ise 2000’li yıllardan itibaren ekonomik mucizelere imza atan ve 2030 yılında dünyanın en büyük ekonomisi olacağı yönündeki tahminlerin aksine ‘büyük dev’, bugün ciddi sayılabilecek problemlerle yüz yüze kalmış durumda. Dünya pandemiyi büyük ölçüde atlatsa da, pandemi sürecindeki problemler Çin’in peşini bırakmamışa benziyor. Pandeminin arkasındaki gizli güç olmakla suçlanan Çin, bugün ekonomik olarak da oldukça sıkıntılı durumda.
Peki, herkes tarafından dikkat çekilen temel problemler hangileri? Yavaşlayan büyüme, genç işsizlikteki artış, dış yatırımlarda ve ihracatta azalma, zayıflayan yuan ve son olarak emlak sektörü krizi, bu temel problemler arasında sayılabilir. Aslında en sonuncusundan başlamak gerek. Çünkü ekonomi içerisinde yaklaşık yüzde 30, hane halkı servetinde de yaklaşık yüzde 70 ağırlığı olan bir sektördeki yavaşlama ekonomiyi sallamaya yetiyor. 2023 Ocak-Temmuz döneminde gayrimenkul yatırımlarında yüzde 8,5 daralma söz konusu. Yavaşlayan dış yatırımlar ve ihracattaki azalma, uzayan pandemi kısıtlamaları ile birleşince toplam harcama düzeyindeki daralma büyümeyi de olumsuz etkiliyor. Uzun yıllar % 10’un üzerinde büyümeyle övünen Çin’de bu oran şu anda yüzde 5’i bile bulmuyor. Pandemi sonrası iç talepte patlama beklentisi de gerçekleşmedi. İnsanlar geleceğe yönelik belirsizlikle birlikte daha fazla tüketim yerine daha fazla tasarrufa, bir diğer ifadeyle yastık altına dönmüş durumda. Bu da ekonomik büyümeyi olumsuz etkilemeye devam ediyor.
Aslında Çin’deki gelişmeler takip edilince, yaklaşık 30 yıl öncesinden gelen bir ses kulaklara çalınıyor. 2008 Krizini önceden tahmin eden ve bu sayede 2008 Nobel Ekonomi ödülüyle onurlandırılan P. Krugman tarafından 1994 yılında kaleme alınan ‘The Myth of Asia’a Miracle’ isimli makale aslında 1997 yılında başlayan Doğu Asya Krizinin de işaretlerini vermişti. Günümüzle bağlantısı nedir diye sorulduğunda Krugman o makalede, Doğu Asya mucizesinin neredeyse tamamen emek ve sermaye büyümesiyle açıklandığı ifade ediyor. Kısaca daha fazla büyüme için daha fazla kaynak kullanılmış ve verimlilik artışı yok denecek kadar sınırlı. 1994 yılında Çin için görüşleri de oldukça iddialı. “...fakir olmasına rağmen nüfusu o kadar fazla ki, batıdaki verimlilik artışının çok küçük bir kısmını bile gerçekleştirirse büyük bir ekonomik güç haline gelecektir...” Yani Çin, borçlanmaya dayalı alt ve üst yapı yatırımları ile konut yatırımlarına devam ederse uzun vadede işinin zor olduğu söylenebilir. Diğer taraftan Çin teknolojik hedeflerine yoğunlaşır, dışarıdan yatırım çekmeye devam eder ve kaynak artışına dayalı olmaktan öte verimlilik artışına dayalı bir ekonomik yapıya daha fazla önem verirse o zaman “Çin efsanesi bitti” diyenler kaybedecektir.
Çin’in önünde iki yol var. İlk yol, şu anda izlenen ve Çin’in ‘uzun yürüyüşünü’ sonlandıran yol. Diğer yol ise 2025 yılında ‘Made in China’ yazan tüm ürünlerdeki teknolojinin Çin’de geliştirildiği ve 2049 yılında Çin’i dünya teknoloji devi haline getirecek yol. 1994 ve 2023 yılına ait gözlemler ikinci yolun ‘uzun yürüyüşü’ devam ettireceğini gösteriyor.