
Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları BirliÄŸi, Almanya Essen’de global yeÅŸil çelik üreticileri ve kullanıcılarının bir araya geldiÄŸi Green Steel World Expo & Conference etkinliÄŸine inceleme ziyareti gerçekleÅŸtirdi. Almanya’nın yıllık 148 milyar dolarlık demir çelik ithalatı olduÄŸunu vurgulayan Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları BirliÄŸi BaÅŸkanı Yalçın Ertan, “2022 yılında Türkiye geneli 35 milyar dolarlık demir çelik ihracatımızın yüzde 24 artışla 2,9 milyar dolarını ana pazarımız Almanya’ya gerçekleÅŸtirdik. Green Steel World Expo & Conference kapsamında düÅŸük karbonlu çelik üretimi ile dekarbonizasyon süreçlerinin ve bu sürecin en önemli parçası olan hidrojen enerjisinin ele alındığı konferanslara katıldık. Dünya emisyonunun yaklaşık yüzde 7’sini oluÅŸturan çelik sektöründen kaynaklanan emisyonları azaltmak için çelik üreticilerinin ortak bir misyonda buluÅŸtuÄŸunu görüyoruz. Biz de BirliÄŸimizce bu sürdürülebilirlik misyonuna göre uzun süredir çalışmalarımızı yürütüyoruz.” dedi.
Karbon Emisyonunu Yüzde 100 Sıfırlama Hedefi
BaÅŸkan Ertan, “Dünyada çelik ve hidrojen sektörünün önde gelen firmalarının stantlarını ziyaret ettik, bütün Alman firmalar yeÅŸil çelik ve hidrojen üretimine yönelik proje, deneyim ve hedeflerini paylaÅŸtı. Almanya’nın toplam demir çelik üretimindeki CO2 miktarına yüzde 29 katkısı olan Thysen Krupp 2030’a kadar karbon emisyonunu yüzde 30’un altında tutmayı, 2045’e kadar ise yüzde 100 oranında sıfırlamayı hedefliyor. 2026’da itibaren doÄŸrudan indirgenme tesislerinde H2 ve yenilikçi ergitme ünitelerinin kullanımını hedefleyen firmanın ayrıca karbon yakalama sistemi ile metalurjik gazların dönüÅŸtürülerek yapay gübre ve H2 olarak kullanılmasına yönelik projeleri de mevcut. H2 Green Steel ise karbonsuzlaÅŸma hedeflerine yönelik İsveç’te yer alan Boden-Lulea bölgesinde 500 Ha’lık arazi üzerine yaklaşık 700-800 MW elektrolüzör kapasiteli yüzde 100 hidrojen ile çalışan doÄŸrudan indirgenmiÅŸ demir üretim tesisi kurmayı planlıyor. Son 15 yılda çoÄŸunlukla enerji verimliliÄŸini artırmaya ve atık oluÅŸumunu azaltmaya yönelik projelere 450 milyon eurodan fazla yatırım yapan Outokumpu firması ise sürdürülebilir yeÅŸil üretim konusunda Avrupa ve Amerika pazarının önemli tedarikçileri arasında yer alıyor. Yüzde 94 oranında geri dönüÅŸtürülebilir içerikli hammadde kullanan firmanın 2016 yılından itibaren C02 emisyonların yüzde 18,4’lük bir azaltmayı saÄŸlamış olup, Science Based Target hedefleri doÄŸrultusunda 1.5 °C artış hedefini taahhüt eden ilk ÅŸirket. Vulcan Green Steel, çelik dekarbonizasyonu için madenden metale birçok yeÅŸil önlemin uygulanması gerektiÄŸini vurguluyor. Bu kapsamda; döngüsellik, verimlilik, yenilenebilir güç, düÅŸük karbonlu hidrojen uygulamaları, karbon yakalama yöntemleri ve yakıt deÄŸiÅŸiklikleri uygulanabilir yöntemler arasında. H2 yeÅŸil çelik üretimindeki en önemli bileÅŸen.” dedi.
YeÅŸil Hidrojen Kapasiteli Yeni Üretim Tesisleri
Vulcan Green Steel firmasının 3 milyar dolar yatırımla Umman bölgesinde mega bir yeÅŸil çelik projesi gerçekleÅŸtirmeyi planladığına deÄŸinen Ertan sözlerine ÅŸöyle devam etti: “Ürün karbon ayak izinin bir ton ham çelik başına 0,5 ton CO2’den az olması hedefleniyor. Åžirket, halihazırda Basra Körfezi bölgesindeki özel sektöre ait en büyük entegre çelik üreticisini ve DRI teknolojisini kullanan 2.4 milyon ton kapasiteli tesis iÅŸletiyor. Küresel çapta ton çelik başına ortalama 1,85 ton olan karbon ayak izine karşılık ÅŸirketin ulaÅŸtığı miktar 1.05 ton. Mevcut tesislerdeki yenilenebilir enerji potansiyellerini artırarak mevcut karbon miktarını 0,8 ton’un altına düÅŸürme ve 2030 yılına kadar Umman’da 5 milyon ton yeÅŸil hidrojen kapasiteli bir üretim tesisi oluÅŸturulması planlıyor.”
Yenilenebilir Karbon Kaynakları İle İkame
Yalçın Ertan, “SMS Grup tarafında ise karbon nötr ve sürdürülebilir bir metal endüstrisi yaratma misyonu çerçevesinde minimum karbon kullanımı ile çevreye verilen zararın en aza indirilmesi hedefleniyor. Geri kalan miktarın ise örneÄŸin biyo kömür, gaz veya atık plastiklerden geri dönüÅŸtürülmüÅŸ karbon gibi yenilenebilir karbon kaynakları ile ikamesi söz konusu olabilir. Çelik üretiminde özellikle yan ürünler üzerinde çalışma yapılması gerektiÄŸini vurgulayan firma, kok fırını gazını alıp, hidrojen ve karbon monoksit karışımı olan sentez gazına dönüÅŸtürerek prosese geri beslemeyi saÄŸlayan yönteme deÄŸinmiÅŸtir. AB YeÅŸil Mutabakatı çerçevesinde üretimde karbonsuzlaÅŸmanın saÄŸlanması sektörümüzün kaçınılmaz bir gereÄŸi haline gelmiÅŸtir. Bu kapsamda, hidrojen ve yeÅŸil çelik üretimi ile ilgili farklı uzmanların, sistem geliÅŸtiricilerin ve hizmet saÄŸlayıcıların bir araya geldiÄŸi etkinlikte, Birlik olarak geliÅŸmeleri yakından takip etme fırsatı bularak, sektörümüze yeÅŸil çelik üretimi ile ilgili proses ve süreçlerini kapsayan sürdürülebilir üretim konusunda farklı bir perspektif kazandırmayı hedefliyoruz.” diyerek sözlerini tamamladı.