
Bursa Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nca (BSMMMO), Muhasebe Haftası etkinlikleri kapsamında Bursa’ya gelen Topkapı Üniversitesi Rektörü, Ekonomist ve Yazar Prof. Dr. Emre Alkin, “Amerika’da CEO’ların yüzde 59’u, enflasyonun kolay kolay geçmeyeceği görüşünde. Bu durumda döviz kazandırıcı faaliyetlerin ve ihracatın katma değerinin artırılması gerekiyor. Bir yandan cari denge rakamlarını takip ederken, diğer yandan enerji-petrol fiyatlarına bakın. Çünkü bu, birebir etkileyecek firmaları” diye konuştu.
‘KENDİ KENDİNE YETMEDEN ZENGİNLEŞEMEZSİN’
BSMMMO Başkanı Doğan Yılmaz'ın açılış konuşmasının ardından sunumunda “Türkiye’de dövizin yükselme ihtimali, düşme ihtimalinden her zaman fazladır” diyen Prof. Dr. Alkin, “Döviz borcumuzun milli gelire oranı yüzde 62. Şimdi hal böyleyken döviz düştüğü zaman ufak ufak alınması lazım. Müşavirlik yaptığınız insanları uyarın. Kendi kendilerini gaza getirmesinler. Kendi kendine yetmeden zenginleşme hayali kurmasınlar. Hayal kursunlar ama bunu altyapısız gerçekleştirmeye kalkmasınlar” diye konuştu.
‘FİRMA İÇİ REKABET, YIKICI DEĞİL’
Patronların genelde firma içindeki rekabeti yıkıcı rekabet olarak gördüğünü ancak rekabetin; kalite, yaratıcılık, inovasyon ve teknik bilgi getirdiğini de savunan Prof. Dr. Alkin, “Etrafınızda oflayan puflayan patron varsa, ona ‘Bak arkadaş, ilk önce sen bir çözüme odaklan. Çalışanlarımı nasıl yönetiyorum? Ben nasıl bir patronum? diye kendinize sorun’ deyin. Araştırmalara göre morali bozuk ve tatmin olmayan bir çalışan, performansının yüzde 71’ini gösterebiliyor. Memnun olanlar, yüzde 100’ünün üstüne çıkıyor. İşine angaje olanlar, iyice ileri gidiyor. Çalışan memnuniyeti önemli” dedi.
‘BORÇ, VERENİN DERDİDİR’
Emre Alkin, ilham verici liderlik için ise tavsiyelerini şöyle sıraladı: “Asla ve asla şahsi masraflarını ya da işleri ile alakalı olmayan bir şeyi firmaya fatura etmeye kalkmasınlar. Harcama önceliği listesi yapsınlar. Her şey öncelikli olamaz. Bugünden itibaren borç, artık verenin derdidir. Net konuşuyorum, kaptırırlar paralarını. Asla borç vermesinler. Vereceklerse de unutabilecekleri kadar versinler. Sonra tahsilat imkânlarını artırsınlar. Asla ve asla kaderlerini kimsenin eline teslim etmesinler. Yani herhangi bir tedarikçi, toplam tedarikin yüzde 25’inden yukarıda olmasın. Müşteri de aynı şekilde toplam cironuzun yüzde 30’unu falan armağan etmişseniz hadi geçmiş olsun. Rus krizinde olduğu gibi. Maliyeti döviz, geliri ise sadece TL olanlar hep dikkat etsin. Ne zaman ellerine TL geçse, ufak ufak döviz alsınlar. Mümkünse ihracatları, cironun yüzde 50’sini çıkarmak için uzun vadeli plan yapmak lazım. Dövizin durumunu soranlara cevabım, Allah’ın dediği olur! Onun haricinde Merkez Bankamız dayanamayacak, faizleri artıracak. Var gücünüzle şu önümüzdeki 9 ay boyunca mali tablolarınıza hâkim olun.”