
YaÅŸadığımız acı deneyimler, Türkiye'nin önümüzdeki süreçte gerçek gündeminin deprem öncesi ve sonrası yapılması gerekenler olduÄŸunu gözler önüne serdi. Bu konuda her bir yurttaşın sorumluluklarının olduÄŸu gerçeÄŸiyle yüzleÅŸtik. Bu iÅŸi sadece devlete, yerel yönetimlere bırakmak çözüm deÄŸil, sorumluluktan kaçıştır. Bilginin üretilmesi kadar, ona ihtiyaç duyulanlar ile paylaşılması da gerekli. Ancak ihtiyaç duyulan nitelikli bilginin, dirençli bir kentsel ortam için uygulamaya geçmesi ise bütün bunlardan daha önemli. Bunun için konunun uzmanlarına, karar vericilere, uygulayıcılara, topluma görevler düÅŸüyor.
Bursa BüyükÅŸehir Belediye BaÅŸkanı Alinur AktaÅŸ'ın baÅŸkanlığını yaptığı Türkiye SaÄŸlıklı Kentler BirliÄŸi'nin 39. OlaÄŸan Meclis Toplantısı Kütahya Belediyesi'nin ev sahipliÄŸinde yapıldı. Konumuza geçmeden önce ÅŸu bilgilendirmeyi yapalım. Yoncalı Gülümser Hatun Termal Otel'de gerçekleÅŸen toplantının konusu ‘Deprem ve Deprem Sonrası SaÄŸlıklı ve Dirençli Kentler OluÅŸturulması’ oldu. Sempozyumun birinci oturumda: Åžehir SaÄŸlığı, Yerel Yönetimler ve SaÄŸlığın GeliÅŸtirilmesi, Åžehirlerde Yönetim Bilimi, Åžehirleri Anlamak, Åžehirde YaÅŸam, Åžehir SaÄŸlık Profili ele alınırken ikinci oturumda ise Depremle BaÅŸ Etmek, Yerelden Deneyimler konunun uzmanlarınca anlatıldı. Türkiye SaÄŸlıklı Kentler BirliÄŸi'nin toplantısında ortak kanı, büyükÅŸehirlerde kontrolsüz nüfus artışının ciddi sorunları da beraberinde getirdiÄŸi görüÅŸünde birleÅŸildi.
BüyükÅŸehir Belediye BaÅŸkanı Alinur AktaÅŸ, konuÅŸmasına baÅŸkanlara ÅŸu öneride bulunarak baÅŸladı. “Deprem kuÅŸağındaki ülkemizin, bizler yerel yöneticileri olarak bir numaralı gündem maddemiz deprem ve iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi olmadır.” Bunun için de ÅŸehirlerimizi geleceÄŸe hazırlamalıyız vurgusunu yapan BaÅŸkan AktaÅŸ, ÅŸunları söyledi: "Özellikle büyükÅŸehirlerde yaÅŸanan hızlı nüfus artışı eÅŸitsizliklerin, sosyoekonomik sorunların artmasına, ÅŸehir imkânlarının azalmasına neden oluyor. Belediyeler olarak herkes için saÄŸlıklı yaÅŸam standardı saÄŸlamak, saÄŸlıklı ve sürdürülebilir toplumlar yaratmak zorundayız."
Gerecekten de öyle. Çünkü deprem, sadece meydana geldiÄŸi bölgeleri deÄŸil hissedilmediÄŸi ÅŸehirleri ve tüm Türkiye'yi bir ÅŸekilde etkilemiÅŸtir. Dolayısıyla kentsel dirençlilik, bir kentin ya da bölgenin deprem hasarlarına karşı ne kadar hazır olduÄŸunu ve ne kadar dirençli olduÄŸunu ifade etmektedir. Bir kenttin dirençliliÄŸi; o kenttin yerel yapı standartlarına, inÅŸaat tekniklerine ve sismik risklerine baÄŸlıdır. Ayrıca kentsel planlama, altyapı, acil durum yönetimi ve toplumun bilinçlendirilmesi gibi faktörler de etkilidir. Depremin hemen ardından kanser tedavisi görmesine raÄŸmen gittiÄŸi Hatay bölgesinde 4 ay boyunca görev yapan Kütahya Valisi Ali Çelik’in sempozyumda depremin ortaya çıkardığı dayanışma ruhuna vurgu yaptığı anekdotları katılımcılarla paylaÅŸması önemliydi. Sempozyumun ikinci oturumda ise Depremle BaÅŸ Etmek ve Yerelden DeneÄŸimler baÅŸlıkları bölümünde ise BüyükÅŸehir Belediyesi Basın Yayın Halkla İliÅŸkiler Dairesi BaÅŸkanı Ahmet Bayhan sunum yaptı. BüyükÅŸehir Belediyesi'nin deprem öncesi yaptığı çalışmaları anlatırken Bursa'nın saÄŸlıklı geleceÄŸinin kentsel dönüÅŸüm olarak belirlediklerini aktardı. Ayrıca yine BüyükÅŸehir Belediyesi'nin deprem sonrası Gaziantep ve Antakya'da depremzedelerin baÅŸta barınma olmak üzere normal yaÅŸama adapte olmalarına yönelik üstlendiÄŸi koordinasyon çalışmalarını sinevizyon eÅŸliÄŸinde özetledi. Toplantının son bölümünde ortak noktada birleÅŸilen sorunlardan birinin de veri paylaşımının önemine dikkat çekildi. Åžöyle ki, deprem olan ÅŸehrin yöneticilerinin de depremzede olasılığına karşı baÅŸka illerden yardıma gidenlerin öncelikli müdahale edecekleri öncelikli yerler konuÅŸunda bilgi alacakları muhatap bulamadığıdır. Bu gibi durumların yaÅŸanmaması için deprem bölgesindeki komÅŸu illerin öncesinden aralarında veri paylaşımı yapması halinde yardıma gidecek görevlilerin depremi yaÅŸayan kent hakkında dijital ortamda bilgilerin elinde bulunması hayati önem oluÅŸturan çalışma olacağı görüÅŸünde birleÅŸildi.
BTSO HİMAYESİNDE ÇOK ÖNEMLİ ETKİNLİK
Depremle birlikte hayatımıza giren önemli bir kavram da güçlendirme… Bu alanda teknolojik geliÅŸmeleri, bilim insanlarını iyi okuyup analiz etmemiz gerekiyor. İşte bu konu özelinde geçen hafta İstanbul’da 2 gün süren önemli bir Arama Toplantısı gerçekleÅŸtirildi. Bursa iÅŸ dünyasının çatı kuruluÅŸu BTSO tarafından yürütülen Türkiye’nin en önemli teknolojik dönüÅŸüm projelerinden BUTEXCOMP, kompozit malzeme ve teknik tekstilin, depreme dayanıklı yeni binaların yapımında ve mevcut binaların güçlendirilmesinde kullanımının artırılması için yol haritasını belirledi.
‘Depremlere Karşı Binaların Güçlendirilmesi İçin Kompozit Malzemelerin ve Teknik Tekstillerin Kullanımı’ baÅŸlıklı Arama Toplantısında ‘durum analizi'nden sonra, depreme dayanıklı yapılar için kompozit ve teknik tekstil kullanımının artırılmasına yönelik taslak bir yol haritası ve eylem planı hazırlanması için yapılması gerekenler, paralel grup çalışmaları ile ortaya çıktı. Bu toplantıda BTSO Yönetim Kurulu Üyesi Alparslan Åženocak’ın yaptığı “BUTEXCOMP projemizle depreme dayanıklı yeni binaların yapımında ve mevcut binaların güçlendirilmesinde kompozit malzeme ve teknik tekstillerin kullanımının artırılması için yeni bir yol haritası hazırlamayı hedefliyoruz. Bu çerçevede sektör paydaÅŸları ve alanında uzman isimlerin katılımıyla düzenlediÄŸimiz arama toplantımızın önemli çıktılar saÄŸladığını düÅŸünüyorum.” ifadeleri çok önemli.
Yine BUTEXCOMP Proje Operasyon Koordinasyon Birimi Direktörü Prof. Dr. Mehmet Karahan’ın “Bu alanda mevzuatların ve standartların nasıl oturtulması gerektiÄŸi, bu iÅŸle ilgili kimlerin çalışma yapması gerektiÄŸi, eÄŸitim bazında neler yapılabileceÄŸi, söz gelimi inÅŸaat mühendisliÄŸi bölümünde konuyla ilgili derslerin açılması, 2 yıllık meslek yüksekokullarının güçlendirme odaklı programların açılması gibi konuları çalıştaylarda tartışmaya devam edeceÄŸiz. İstanbul'daki Arama Toplantısı'nda çok deÄŸerli bir rapor elde edilecek. Bu raporu da uygulanması dileÄŸiyle ilgili mercilere sunacağız.” sözleri de yol haritasının ana hatlarını ortaya koymuÅŸ oldu.
Özetle ekonomik açıdan güçlü bir ÅŸehrin yolu güçlü altyapı ve kentsel yapılaÅŸmadan geçiyor. Bilimin aklı ile hareket ederek depreme ve her türlü afete dirençli kentler oluÅŸturmalıyız.
Velhasıl, nasıl iyi oluruz, nasıl daha dirençli ve dayanıklı bir kentte yaÅŸamak için neler yapmalıyız?
Bu sorularına cevap verebildiğimiz ve de verdiğimiz cevapları uyguladığımız bir gelecekte buluşmak dileğiyle.