
Mayıs ayı enflasyon rakamlarının yıllık bazda tüketici fiyatlarında yüzde 73,50 ve üretici fiyatlarında da yüzde 132,16 olarak açıklanmasıyla birlikte Haziran ayı içerisinde hem enflasyonla mücadelede, hem de liralaşma stratejisi kapsamında yeni önlemler de devreye alınmaya başlandı. 9 Haziran 2022 tarihinde Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından kamuoyuna duyurulan Gelire Endeksli Devlet İç Borçlanma Senedi ihracı, gerçek kişilerin birikimlerini Türk Lirasında değerlendirmeleri ve dövize yönelik talebin azaltılması hedefleri çerçevesinde atılan ve Aralık ayında uygulanmaya başlanan Kur Korumalı Türk Lirası Mevduat Hesabı uygulamasını destekleyici bir adım. Bu senetlerin getirisi çok tartışılmakla birlikte gelir performansı güçlü olan ve bütçeye hasılat aktarımı yapan kamu iktisadi teşebbüslerinin gelirlerine endeksli olması ve 23 Eylül ile 23 Aralık tarihli kupon ödeme dönemlerinde stopajdan muaf tutulması kararlaştırılmıştır. Kamu iktisadi teşebbüslerinin zarar etme riskine karşı da asgari getiri garantisi sağlanmaktadır.
9 Haziran 2022 tarihinde Gelire Endeksli Devlet İç Borçlanma Senedi ihracı kararının yanında Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun 10222 sayılı kararına göre tüketime dönük kredilerin vade yapılarında da önemli değişikliklere gidilmiş ve 100 Bin TL’nin üzerindeki krediler için vade 12 ay ile sınırlandırılmıştır. Yine 10 Haziran 2022 tarihli ve 31862 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Zorunlu Karşılıklar Hakkında Tebliğ (Sayı: 2013/15)’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ’e (Sayı: 2022/19) göre 23 Nisan 2022 tarihli ve 31818 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2022/17 Sayılı Tebliğ’de belirtilen bazı varlık türleri için % 10 olarak uygulanacak olan zorunlu karşılık oranının 24 Haziran 2022 tarihinden itibaren % 20 olarak uygulanması kararlaştırılmıştır. Buna göre Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından yapılan Zorunlu Karşılıklara İlişkin Basın Duyurusu’nda (2022/24) belirtilen ihracat, yatırım, KOBİ vb. krediler dışında kalan, dolayısıyla tüketimi amaçlayan krediler için bankaların yüzde 20 zorunlu karşılık tutması zorunlu olmaktadır. 24 Haziran 2022 tarihinde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu tarafından alınan bir diğer karara göre de altın ve yabancı para nakit varlıklarının Türk Lirası karşılığının 15 Milyon TL’yi aşmayan şirketlerin kredi kullanmaları durumunda kredi vadesi boyunca belirtilen sınırı aşmamaları beyan etmeleri istenmektedir. Altın ve yabancı para nakit varlıklarının Türk Lirası karşılığının 15 milyon TL’yi aşan şirketler de altın ve yabancı para nakit varlıklarının, en güncel finansal tablolarına göre aktif toplamından veya son bir yıllık net satış hasılatından büyük olanının % 10’unu aşması durumunda, söz konusu Şirketlere Türk Lirası cinsinden yeni bir kredi kullandırılmamasına karar verilmiştir.
Belirtilen tüm bu düzenlemeler; döviz kurunda istikrar sağlanması, Türk Lirası birikimlerin teşvik edilmesi, bankalar tarafından sağlanan kredilerin döviz alımına yönelmesi gibi amacı dışında kullanımının önlenmesi ve kredi artışlarının enflasyonist etkilerinin sınırlanması amacıyla uygulanmaya konulmaktadır. Ancak bu düzenlemelerin etkisi geçici niteliktedir ve Türkiye’ye döviz girişi sağlamak yerine, Türkiye’deki yerleşiklerin varlıklarını ve birikimlerini değerlendirme konusunda tercih alanlarını Türk Lirası varlıklar lehine sınırlamaktadır. 2002 yılından itibaren para politikası uygulamasında ara hedef olarak kullanılan faiz oranına ek olarak son dönemde döviz kurunun örtük bir biçimde ‘ikincil’ ara hedef olarak belirlenmesi para politikasının uygulama alanını kompleks hale getirmiş durumda. Enflasyonun oldukça altında uygulanması nedeniyle de politika faizinin para politikası aracı olma özelliği ortadan kalkmış oldu. Ancak yılın ikinci yarısında Türkiye yönelik döviz girişi beklentilerinin gerçekleşmemesi durumunda yukarıda ele alınan tedbirlere ek olarak faiz artışlarının yeniden gündeme gelmesi de beklentiler dâhilindedir.