USD/TRY ABD DOLARI / TL
Alış    Satış
EUR/TRY EURO / TL
Alış    Satış
GBP/TRY STERLİN / TL
Alış    Satış
GAU/TRY GR ALTIN / TL
Alış    Satış
04 Nisan 2023 Salı 15:45

‘Görünmez El’ Bu Kez Kriz mi Getirecek?

‘Görünmez El’ Bu Kez Kriz mi Getirecek?

Adam Smith’in ünlü ‘görünmez el’ metaforu, piyasanın kendiliğinden dengeyi ve refahı sağlayacağını garanti etmekteydi. Fakat son bir aylık süreçte görünmez bir el, bu kez dünya için iyi bir geleceğe işaret etmiyor. Çok fark edemesek de küresel ekonomideki hareketlilik, 20-30 yılda yaşanabilecek pek çok olayı son bir aylık döneme sıkıştırmış durumda. Olaylara dair ipuçları takip edildiğinde ve parçalar birleştirildiğinde bu görünmez elin nedense hep ABD üzerinde dolaştığına dair güçlü bulgular var.

Öncelikle Heritage Vakfı tarafından açıklanan ekonomik özgürlük endeks değeri açısından ABD’nin tarihsel olarak en düşük puanı alarak 25. sıraya gerilemesi,  2008 Krizi sonrası en büyük banka batışı, ulusal borcun 31 trilyon Doları aşarak rekor tazelemesi. Bunlar, mart ayının başında ortaya çıkan gelişmeler. Elbette Fed’in faiz artış süreci, finansal ve mali dengeler üzerinde bazı etkiler doğurdu. Mayıs ayı itibariyle faiz artış sürecinin tekrar değerlendirilmesi bekleniyor. Diğer taraftan 2023 yılı küresel büyümesine ilişkin beklentiler ve Çin’in kontrollü yüzde 5 büyüme hedefi, enerji fiyatları üzerindeki baskıyı da aşağıya çekerek Brent petrolün 75 Dolar seviyesinin altına düşmesine sebep oldu. Çok fazla kabul görmese de gelişmiş ülkelerdeki manşet enflasyon düzeyindeki azalmada faiz artışından ziyade petrol ve emtia fiyatlarındaki azalma daha etkili. Özellikle Avrupa Merkez Bankası tarafından açıklanan mart ayına ilişkin manşet enflasyon ve çekirdek enflasyon verileri de bu durumu doğrular nitelikte. Manşet enflasyonda azalma devam ederken, enerji ve gıda fiyatlarındaki gelişmelerin dışlandığı çekirdek enflasyonda artış devam ediyor.

ABD’yi ilgilendiren bir başka husus, dolarla ilgili. Son 25 yılda ülkelerin döviz rezervleri için ABD doları kullanımı yüzde 72’den yüzde 59’a geriledi. Öte yandan, Suudi Arabistan’ın petrol satışları için Yuan kullanımını kabul etmesi, Çin ve Fransa’nın LNG anlaşması çerçevesinde Yuan kullanımı konusundaki anlaşmaları, Rusya’nın yine Yuan’ı rezerv para birimlerinden biri olarak kabul etmesi ve Brezilya ile Çin’in Yuan’ı ticari işlemlerde kullanımı konusunda anlaşmaları dünyada ‘dolarsızlaşma’ sürecinin başladığına dair önemli bir gösterge olarak kabul edildi. Doların yalnızca bir değişim aracı olarak değil, küresel enerji ve emtia piyasaları için bir hesap birimi olarak kabul edildiği düşünüldüğünde dolarsızlaşma sürecinin gerçekleşeceğine dair beklentilerin kısa zamanda gerçeğe dönüşmeyeceği düşünülebilir. Fakat ABD’nin bundan sonra dünyayı dolara boğarken daha dikkatli olması gerektiği de ortada.

Diğer taraftan ABD’nin uyarılarına rağmen, Suudi Arabistan başta olmak üzere OPEC+ üyesi ülkelerin günlük petrol arzını kısma planı yönündeki haberler dahi küresel petrol fiyatlarının yönünü hızla yukarıya çevirdi. ABD’nin stratejik petrol rezervleri, 1983 yılından sonra en düşük düzeyde. Stratejik petrol rezerv düzeyinin daha düşük maliyetle arttırılabilmesi ve enflasyonla mücadelede gizli bir güç olması nedeniyle petrol fiyatlarının düşmesi ABD’nin şu an için en istekli olduğu durum. Diğer taraftan petrol fiyatları artarken oluşan enflasyonist baskı neticesinde Fed’in faiz arttırmak zorunda kalmasının yansımaları çok önemli. Fed finansal istikrarı mı, enflasyonu mu yoksa Ortodoks iktisat anlayışının temel kuralını mı feda edecek? Enflasyon için başlıca enstrüman, faiz. Fakat faiz oranındaki artışın üretim maliyetlerini azaltma yönünde bir etkisi yok. Bu sebeple, Covid sonrası dönemde para politikalarının farklı ölçüde dizayn edilmesine ihtiyaç var. Tarihsel olarak bazı ezberlerden kaçınılmalı. Bu dönemki enflasyon, ülkeler arasındaki diplomatik ve siyasi ilişkilere daha çok bağlı. Bugün küresel sorunları çözümlemede Fed’in yerine yavaş yavaş petrol ve enerjiye hakim olan ülkeler geçiyor. Son not Türkiye için: Petrol fiyatlarıyla ilgili gelişmelerin Türkiye’nin enflasyonla mücadele süreci için son derece hassas bir konu olduğu gözden kaçırılmamalı.

Yazarın Diğer Yazıları