
Bursa kent merkezinde rastgele 100 kişiye, “İznik'e hiç gittiniz mi?” diye sorsanız eminim ki yarısından çoğu “Gitmedim” yanıtını verir. Hâlbuki dünya tarihinde önemli bir yere sahip İznik, M.Ö. 316 yılında kurulmuş olup Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı olmak üzere dört büyük medeniyete ev sahipliği yapmış antik ve de kadim bir şehirdir.
Çok sayıda medeniyetin izleri bulunan ve tarihin her döneminde insanlığın ilgi odaklarından biri haline gelen İznik, özellikle Hristiyan âlemi için önemli kutsal bir yerdir. Nitekim 1. ve 7. Konsilin toplanıp Hristiyanların kutsal kitaplarının bugünkü haline getirildiği yerdir İznik… Biz Müslümanlar için Mekke-Medine nasıl kutsal topraklar ise 2 milyar kişilik Hıristiyan âlemi için de İznik o anlamda kutsaldır.
Bu kadar önemli bir yere sahip İznik’in yıllar yılı bu özelliklerini, değerini bir şekilde öne çıkarılıp turizme kazandırılamaması hayret verici bir durum.
Bunları neden yazdığıma gelecek olursak... Geçtiğimiz günlerde Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde İznik Turizminin Tanıtımı ve Pazarlanması Çalıştayı yapıldı. İznik Belediyesi Başkan Vekili Zeliha Peşte, Turizm İl Müdürü Kamil Özer, TÜRSAB Güney Marmara Yürütme Kurulu Başkanı Murat Saraçoğlu, Prof. Dr. Mustafa Şahin ve TÜRSAB Kültür Türları İhtisas Başkan Yardımcısı İlham Seyale konuşmacı olarak etkinliğe katıldı.
Toplantının ana konusu, Turizm ve Kültür Bakanlığı'nca UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'ne aday gösterilen ilçe için bundan sonraki süreçte nasıl bir yol sürdüreceği oldu.
Burada en önemli nokta, yerel halkın bu konuda çok iyi şekilde bilgilendirilmesi gerekiyor. Çünkü 2010 yılında aynı listeye giren Bursa’da, halen UNESCO'nun önemi kavranabilirmiş değil. Özellikle de Cumalıkızık'ta yaşanan başıboşluk nedeniyle bir türlü istenen seviyeye ulaşılamamıştır. Dolayısıyla UNESCO’nun ne olduğu, ne işe yaradığı ve İznik'e ne gibi faydalarının olacağı iyi anlatılmalıdır.
İznikliler yaşadıkları yerin kıymetini, değerini ve de tarihini bilmelidir. Hatta akademik çalışmalar yapılmalı, yabancı dil öğrenilmesi konusunda belli başlı bazı ilçe esnafı, konaklama tesislerinde çalışanlar ve ulaşım sorumlularına eğitim verilmeli.
İznik adına gelişmelerin güzel olduğu kadar artılarıyla birlikte eksileri de anlatılmalı. 44 bin nüfuslu ilçede 20 bin kişi ‘sur içinde’ yaşamını sürdürüyor.
İznik'e her gittiğimde hayalim şu olmuştur: Keşke ilçe merkezinde kalan yerleşim alanları sur dışına çıkarılıp burası dünyanın en büyük açık hava müzesi olsa… Öyle değil mi? İlçenin neresini kazırsanız kazın, bir şekilde tarihi kalıntılarla karşılaşılıyor. Bu hayalin maliyeti ancak devlet bütçesiyle karşılanabileceği için bugüne kadar böyle bir planlama yapılmamıştır.
UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne girmesi durumunda pek çok yabancı turistin ziyaret edeceği önemli rotalardan biri İznik olacaktır. Dolayısıyla İznik, özellikle uluslararası elit turistlerin ziyaret edeceği bir turizm markasına dönüştürülmelidir.
Pek çok Avrupa ülkesindeki turizm beldelerinde, İznik gibi değerli turizm rotalarına seyahat ederken belli bir bedel karşılığı turistler kabul ediliyor. İznik'in de var olan inanç turizmi potansiyeli daha da öne çıkarılarak, bir turizm markası oluşturulup misafirlerin günübirlik değil de en az bir gece konaklayacak yer haline getirilmesi gerekiyor.