USD/TRY ABD DOLARI / TL
Alış    Satış
EUR/TRY EURO / TL
Alış    Satış
GBP/TRY STERLİN / TL
Alış    Satış
GAU/TRY GR ALTIN / TL
Alış    Satış
20 Haziran 2023 Salı 09:39

Sistemden Mahrum Bir Piyasada Ekonomik Gelişme Mümkün mü?

Sistemden Mahrum Bir Piyasada Ekonomik Gelişme Mümkün mü?

Ekonomi, insan faaliyetlerinin bir sonucudur.

İnsanı evrenden koparıp aldığımızda ekonomi diye bir şey kalmaz. 

Ekonomi; insanın besin, barınma, giyinme ve savunma gereksinmelerini karşılama faaliyetlerinin bir sonucu olarak doğmuştur.

İktisadi faaliyetlerin hacmini ve verimliliğini sağlayan şey, insanın kapasitesi ve donanımıdır.  Arz ile talep arasında üretimin doğru planlaması, her zaman rasyonel stratejilere ihtiyaç duyurmuştur. Ekonomi yönetimi, rasyonel politikalarla yürür.

Yeryüzünde kendiliğinden işleyen bir iktisadi sistem yoktur. “Laissez-faire, laissez-passer” sözünün geçerliliği, ancak hukuka dayalı bir sistemin varlığı ile mümkündür. Hukuka dayalı olmayan ve normlardan arındırılmış, kendiliğinden işleyen bir ekonomi modeli yeryüzünde yoktur. Bu, insanlığa anlatılan büyük bir masaldır. Neyin üretileceği, ne kadar üretileceği, nasıl üretileceği ve üretilecek ürünün çevreye ve insana getirisinin ne olacağını hep ekonomik politikalar belirler. Çünkü kıt kaynaklar ve sonsuz arzular arasında istikrarlı bir büyümenin ve demokratik bir yaşamın varlığı ancak hukuksal düzenlemelerle mümkündür. Aksini söylemek zordur.

İktisat ilmi, her zaman sağlıklı işleyen bir kamu yönetim sistemine ihtiyaç duyar. İktisadi yapının işleyiş ve düzeni, yönetim biçiminin bir sonucu olarak şekillenir. Rasyonel bir kamu yönetim anlayışından mahrum bir yerde iktisadi gelişme ve ilerleme olmaz.

Başka bir deyişle; yönetim biçimi, bizim evren ile insan ile ve eşya ile kurduğumuz ilişkinin bir sonucu olarak ortaya çıkar. Onun için sistematik yapıdan mahrum bir ekonomi yönetimin olamayacağı, bilimsel bir gerçekliliktir.

Günümüz ekonomilerini etkileyen bir çok faktör -faiz, borsa, döviz, cari açık ve benzeri fiktif değerler- yanlış kurgulanan sistematik yapıların bir sonucudur. Örneğin “Mülkiyetin olmadığı bir yerde faizden bahsedilebilir mi?” sorusunun cevabı ortadadır.    

Mülkiyetin ve üretim araçlarının sahiplendiği bir yerde faiz, doğal bir girdi olarak iktisadi düzenin bir parçası olarak ortaya çıkar. Yani faiz, kapitalist sistemin doğal bir sonucudur. Komünist sistemde ve İslam’da faizin olmayışı, mülkiyetin kamusal yarar doğrultusunda sınırlandırılmış olmasıdır. Gelişmiş kapitalist sistemlerde faizin düşük oluşunun, istikrarlı bir ekonomik sistem ve hukuka dayalı standartlardan kaynaklandığını unutmamak gerek. Faiz olgusu, birçok parametreye dayalı olarak ortaya çıkar. Para arzı ile emtia, sermaye yapısı ile finansal kazanç, vergilendirme ile gelir dağılımı, piyasa yapısı ile fiyatlandırma mekanizması arasındaki ilişki ve enflasyon ile büyüme arasında yapılan tercihlerin bir sonucu olarak ortaya çıkar.

Aynı şey, para için de geçerlidir. Para ise tedavüldeki mal ile talep arasındaki değişimin miktarını ve aynı zamanda ‘değer’ dediğimiz parametreyi belirtir. Üretilen emtia ile talep edilen miktar arasında sağlıklı bir para tedavülü gerçekleşmez ise enflasyon veya zıddı deflasyon kaçınılmaz olur.

Onun için insanın tutumu ve kurmuş olduğu sistemin niteliği, her zaman beşeri, siyasi ve iktisadi yapıyı belirleyecek bir içeriğe sahiptir. 

Ekonomi ilmi, bilimsel verilere ve rasyonel kararlara ihtiyaç duyar. Aksi takdirde kaos kaçınılmaz olur ve gelişme olmaz.

Organize sanayi bölgelerini ele aldığımızda bunu görürüz. Herkesin rastgele fabrika kurduğu bir yerde çevresel felaketler, lojistik hizmetler, mal ve hizmetlerin tedariki ister istemez pahalılaşır. Oysa üretimin kümelendirilmesi, alt yapının oluşturulması, standartların uygulanması; hem insanlığın geleceği açısından, hem de çevresel faktörler açısından adil rekabetin oluşmasını sağladığı için kurumsal yapıların varlığı hayatidir.

Hukuktan ve demokrasiden mahrum bir ekonomik kalkınmanın olamayacağını, gelişmiş olan ülkelerin kalkınma modellerine baktığımızda anlıyoruz. Kurumsal yapıların varlığı ve rasyoneliteleri ekonomi açısından her zaman elzem olmuştur.

 Onun için sistematik yapıdan mahrum bir ekonomik kalkınmanın olamayacağı bir realitedir.   

Yazarın Diğer Yazıları